Hifi Ses Sistemi

Hifi Ses Sistemi

Hi-fi Nedir?

 

Hi Fi, İngilizcedeki "High Fidelity" yani yüksek sadakat kelimelerinin kısaltmasıdır. Bazı teknik açılardan hata pay belirli oranların altında olan (yani Hi Fi normlarına uygun) ve evde kullanılmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Ancak HiFi normları oldukça düşük standartlardır, ayrıca teknik ölçümlerle algılanan ses kalitesi arasında bugüne kadar pek bir ilişki saptanamamıştır. Sonuç olarak son yıllarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmek için High End ve Ultra-Fi gibi iki kavram daha geliştirilmiştir. Ancak bunlar arasında kesin ayırımlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendiğini daha iyi anlamak için müzisyenlerin icrasından bizim algılayışımıza kadar sesin ne gibi işlemlerden geçtiğine bir göz atmakta fayda vardir:

hifi

1.Müzisyenler içinde bulundukları stüdyo veya konser salonunun akustik özelliklerine göre müziği duyarlar ve icra ederler. Örneğin reverberasyon süresi kısa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayı daha kisa süreyle duyar ve müziğin temposunu ona göre ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)

 

2.Mikrofon adedi, tipi ve yerleştirilişine göre doğrudan gelen ve yansıyarak gelen sesler mikrofonlarca farklı oranlarda, farklı zaman aralıklarıyla algılanır.

 

3.Her bir mikrofonun algıladığı ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayıt cihazına iletilir ve bu cihaz tarafından genellikle birer manyetik kayıt ortamına kaydedilir. Son yıllarda söz konusu sinyallerin çok sayıda (Ör: 44100/saniye) örneği alınarak, tamamının aslına uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamını temsil ettiği varsayılan örneklerin kaydedildiği dijital sistemler yaygınlaşmıştır. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri geliştirildiğinde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasında insan kulağı tarafından fark algılanamayacağı iddia edilmekte idi. Bu sistemleri geliştirmiş olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme yapan sistemler üzerinde çalışmaktadırlar.)

 

4.Kaydedilen sesler, faydasının zararından fazla olduğu kabul edilen ton ayarı, reverberasyon etkisi ekleme, sıkıştırma gibi işlemlerden geçirilir. Bunların en önemlisi sıkıştırmadır. Çoğu canlı müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasındaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrıca ev koşullarında orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacağından alçak seslerle yüksek sesler arasındaki farkın azaltılması anlamına gelen sıkıştırma işlemi uygulanmaktadır. Uygulanmadığı takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacağımız kadar kısmamız ya da yüksek seslerin bizi, komsularımızı rahatsız edeceği kadar açmamız gerekir. Uygulanması kaçınılmaz olan sıkıştırma işleminde çok önemli olan bir husus vardır. Sıkıştırma işlemi her bir ses için ayrı ayrı yapılmalıdır. Ayrı ortamlara kaydedilmiş sesler birleştirildikten sonra sıkıştırma yapılırsa müziğin akışı sırasında ortaya çıkan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsız bir zayıflamaya sebep olacaktır. (Compression In Mastering, Bob Katz)

 

5.Bu şekilde islenmiş olan sesler stereo bir sistemde sağ ve sol kanal dengeli olacak şekilde birleştirilir. Stereo sistemlerin amacı yalnızca iki ses kanalı kullanarak insan işitme sisteminin yön algılama becerisinin aldatılması ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynağı varmışçasına bir sahne görüntüsü oluşturulması seklinde açıklanmaktadır. Ancak ayni maliyetle üretilecek iki kanallı bir sistemin tek kanallı bir sisteme göre daha düşük kalitede olması kaçınılmazdır. Sonuç olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alınan zevke olumlu katkısı olabileceğini bile kabul etsek ses kalitesinin diğer açılardan düşmesinden daha önemli bir katkısı olacağı gayet şüphelidir. Ayrıca kulağımıza çok sayıda yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak şekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örneğin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmiş olduğu bir stereo sistemi dinlediğimizde sanki diğer taraftaki kulağımız tıkalı gibi hissederiz. Bu nedenle büyük çoğunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakârlık yapılarak kayıtların daha rahat dinlenebilir olmasına öncelik verilmektedir. Örneğin sanki davul seti sahnenin bir ucundan diğerine kadar uzuyormuş gibi bazı zil sesleri sağ, bazısı sol, bazısı da ortadan gelecek şekilde kayıtlar yapılmaktadır. (Piyasaya sürülecek ürün taşınabilir müzik sistemlerinden, çok yüksek kaliteli sistemlere kadar çeşitli ortamlarda kullanılacağı için 4 ve 5. maddelerde belirtilen işlemler tüm bu ortamlar göz önüne alınarak yapılır. yapımcı şirketler ürünlerini pazarlama stratejilerine göre farklı düzeydeki sistemlere göre optimize ederler.)

 

6.Yapılmış olan kayıtlar evimizdeki Hi Fi sistemde sese dönüştürülür.

 

7.Odanın akustiğinden de çeşitli şekillerde etkilenen sesler kulağımıza ulaşır.

 

8.Beynimiz kulak tarafından kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz doğrultusunda seçici olarak algılar ve yorumlar. Örneğin dikkatimizi sesin ne kadar detaylı olduğuna yönelttiğimiz sırada diğer özellikleri değerlendiremeyiz. Görüldüğü gibi müziğin icrasından kulağımıza ulasana dek ses önemli değişikliklere uğramaktadır. Kayıt işlemleri, ve muhtemelen Hi fi sistem üreticilerinin tasarım çalışmaları sesin aslına sadik kalınmasından çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçları elde etmeye yöneliktir.

 

Hi-Fi Aletleri Satın Alırken

 

Dinleme Koşulları ve Yöntemi

 

Bir müzik sistemini mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirebilmek için dinleme koşullarıyla ilgili bazı hususlara özen göstermek gerekir:


Dinleme işlemi sessiz, sakin bir ortamda gerçekleştirilmelidir. Odada mümkünse yalnızca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalıdır. Çünkü diğer kolonların hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarının etkisiyle titreşir ve bu titreşimleri sesin kaynağında durmasından sonra, kısa da olsa bir müddet devam eder. Diğer kolonlar ayrıca sesin tonu, yönü gibi hususları da çeşitli şekillerde etkilerler. Eğer odada başka kolonların bulunması kaçınılmaz ise bu kolonların girişinin kısa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalır. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframına parmağınızla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girişi kısa devre iken daha az ses çıkacaktır. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanılacağı ortamda dinlenmesidir. Dinleme işlemi en az iki güne yayılmalı ve bir kaç saatten kısa olmamalıdır. En az iki gün önerilmesinin sebebi kişinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasında çoğunlukla değişmesidir. Ayrıca kişinin alışık olduğu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli olduğu tahmin edilen (bu tahmin örneğin fiyata dayalı olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve değerinin anlaşılması için bir kaç hafta boyunca aralıklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkın çok büyük olması, normaliz asyönün etkisiyle genellikle mevcut farkın doğru yorumlanabilmesini güçleştirmektedir. Dinleme işlemi çeşitli müzik türleri ile gerçekleştirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayıtlara mutlaka yer verilmelidir. Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diğer sisteme geçilmelidir. Çok hızlı bir şekilde bir sistemden diğerine geçiş ses tonu gibi bazı farkların algılanmasını kolaylaştırmakla birlikte özellikle müziğe ilişkin kriterlerin algılanmasını güçleştirir. Algılanan sesin kayıt, CD player veya başka bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kişinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Özellikle akustik açıdan özel önlem alınmamış çoğu odanın ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettiğini unutmamak gerekir. Tek bir cihazın performansının değerlendirilmesinde onun diğer cihazlarla hem teknik (örneğin empedans uyumu) hem de ses karakteri açısından uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sırasında dikkatimizi yönelteceğimiz kriterleri sese ilişkin ve müziğe ilişkin olarak iki gruba ayırabiliriz.

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.